Gerek proje taşımacılığı takımıyla, gerekse satış ve iş geliştirme departmanlarıyla enerji sektöründeki hareketliliği yakından takip eden Balnak enerji lojistiğinde Türkiye ile sınırlı kalmıyor. Komşu ülkelerin enerji yatırımlarını da mercek altına aldıklarını söyleyen Balnak Denizyolu ve Projeler Müdürü Umut Hasan Demirkol, “Yatırımcılarla doğrudan görüşerek enstrümanlarımızı pazarlıyoruz” diyor. Demirkol, geniş acente ağları ve güçlü hizmet portföyleriyle müşterilerine zaman ve maliyet avantajı sağladıklarını aktarıyor.
Son 5 yıldır yoğunlaştığı proje taşımacılığı çözümlerinde bugün hem bilgi birikimi hem de donanım olarak önemli bir mesafe kaydeden Balnak, büyük ölçekli yatırımların lojistik partneri olmayı sürdürüyor. İstanbul ve Mersin’deki proje ekipleri sayesinde başta enerji olmak üzere, inşaat ve ağır sanayi sektörlerine hizmet sunan şirket, sadece Türkiye’de değil yurtdışındaki fırsatları da takip ediyor. “Yurtdışındaki organizasyonumuzu, her ülkede alanlarında en iyi acentelerle işbirliği üzerine kuruyoruz. Acente seçimi yaparken de özellikle enerji sektörünü iyi bilen, bu konuda ciddi müşteri birikimine sahip firmalara ayrı bir önem veriyoruz” diyen Balnak Denizyolu ve Projeler Müdürü Umut Hasan Demirkol, kısa vadede yakın coğrafyada kendi ofislerini açmaya başlayacaklarının da altını çiziyor.
Balnak, anahtar teslim çözümler başlığı altında enerji sektörüne hangi hizmetleri sunuyor?
Ülkemiz enerji kaynakları bakımından çok zengin bir ülke ve bu zenginliği enerjiye çevirmemiz lazım. Son yıllarda özellikle Avrupalı ve Uzakdoğulu yatırımcılar için ülkemiz bu anlamda büyük fırsatlar yaratıyor. Enerji sektöründeki hareketliliği sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da yakından takip ediyoruz. Bildiğiniz üzere yabancı yatırımın yoğun olduğu bir sektör enerji sektörü ve yatırımcılarla doğrudan görüşerek enstrümanlarımızı pazarlıyoruz. Ürünlerimizin çeşitliliği bize gerek kolay hizmet sunabilme gerekse iyi fiyatla müşterinin karşısına çıkabilme avantajını doğuruyor.
Enerji sektöründe proje nakliyecisi olarak hangi ülkelere ulaşıyorsunuz? Yurtdışında yer aldığınız projelerden örnekler verir misiniz?
Enerji sektörü söz konusu olduğunda, komşularımız da büyük önem taşıyor. Bunların başında Irak geliyor. Irak’ın tüm bölgelerinde her türlü taşıma modülü ile hizmet verebiliyoruz. Halihazırda Irak içinde iki enerji santrali ile bir rafineriye Avrupa’dan ve Türkiye’den taşımalar gerçekleştiriyoruz. Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetler de enerji sektörünün canlı olduğu pazarlar. Kazakistan ve Türkmenistan’da Uzakdoğulu bir şirketin enerji santrallerine düzenli olarak ağır ve standart taşımalar yapıyoruz.
Karayoluna alternatifi kabotaj gemileri
Enerji lojistiği hizmetleriniz kapsamında bugüne kadar taşıdığınız en büyük ve en ağır yük hangisiydi? Ne tür sorunlarla karşılaştınız?
Birçok yüklememiz oldu ancak içlerinde 2011 yılında Irak’ta taşıdığımız 4 adet 180 tonluk trafoları ayrı tutmamız gerekir. Ayrıca bu yıl içinde petrol arama gemisine 140 tonluk bir motor taşımamız oldu. En ağırları olarak bunları gösterebilirim.
Yaşanılan problemlere gelince; en büyük sorunumuz yurtiçindeki taşımalarda karşımıza çıkıyor. Çoğu zaman liman ve yol şartları proje taşımacılığına uygun olamayabiliyor. Örneğin 140 tonluk bir gemi motoru 6 metre yüksekliğe ve ene sahip. Bunu karayolundan herhangi bir tersaneye ulaştırmamız mümkün olamayabiliyor. Yollardaki köprü yükseklikleri en çok karşımıza çıkan sorun oluyor. Bu konuda da kabotaj gemileri ile karayolu taşımacılığına alternatif sunuyoruz.
Türkiye’de hem enerji yatırımları hem de bu alana yönelik hizmetler iştah kabartan bir pazar haline gelmeye başladı. Balnak, rekabetin her geçen gün kızıştığı bu sektörde kendini nasıl konumlandıracak?
Özellikle ülkemiz için enerji sektörü ve bu sektörle ilintili endüstriler gittikçe artan bir öneme sahip. Nedeni ise ülkemizin enerji kaynakları bakımından güçlü ama enerji üreten tesislerin azlığı açısından çok bakir bir pazar olması… Son yıllarda başta hidroelektrik santralleri olmak üzere, rüzgar ve güneş enerjilerine dayalı birçok proje başlıyor ve gelişiyor. Dolayısıyla proje taşımalarımız için bu sektör büyük fırsatlar barındırıyor ve dikkatimizi yavaş yavaş bu sektör lehinde artırmamıza neden oluyor.
Türkiye’nin kendi enerjisini üretebilen bir ülke konumuna gelmesi için sektör şirketleri önemli yatırımlar yapıyorlar. Artan yatırımlar ve başlayan projelerle birlikte, bu projelerin taşıma organizasyonları da önem kazanıyor. Dolayısıyla son zamanlarda operasyonel etkinliklerimiz de artan oranda bir gelişme kaydediyor.
PROJE LOJİSTİĞİNDEKİ ENGELLER MAKRO ÇÖZÜMLERLE AŞILMALI
Coğrafi engellerin proje taşımacılığının önündeki en büyük sorun olduğunu söyleyen Umut Hasan Demirkol, “Enerji kaynakları iyi incelendiğinde bu kaynakların coğrafi olarak oldukça zor bölgelerde olduğunu görüyoruz. Örneğin; bir RES için yüksek tepelerde yer almanız lazım. HES kurmak için de bir vadide, debisi yüksek bir nehir etrafında şantiye kurmanız gerekiyor” diyor.
Türkiye’de yolların, köprülerin ve üst geçitlerin şartlarının da sıkıntı yarattığını dile getiren Demirkol şöyle konuşuyor: “Bunlar zamanında yapılırken ne yazık ki ülkemizde ilerleyen yıllarda önemli projelerin olabileceği ve çok ağır, çok yüksek ya da çok geniş ürünlerin gelebileceği kestirilememiş. Bunların da zorluklarını yaşıyoruz. Bu noktada öncelikle taşınacak ürün ile ilgili olarak hemen bir fizibilite çalışması yapıyoruz. Gabari dışı olan bir ürünün geçilecek güzergahlarını belirliyoruz, buradaki ekibimiz titizlikle geçilecek yollardaki köprü, tünel, üst geçit gibi yapıları önceden tespit ediyor ve ürün gelmeden gereken çalışmaları yapıyorlar. Uygun olan güzergahlar belirleniyor. Tabi bunlar bizlerin hizmet anlamında buldukları çözümler ama makro anlamda çözüm üretilmesi lazım.” Demirkol, yol yapım ve yenileme çalışmalarının da Avrupa standartlarında olması gerektiğinin altını çiziyor.
Kaynak: Uta Lojistik