Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ

GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ

GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ09.08.2012

Yıllardan beri tartışır dururuz, Gümrük Müşavirliği mesleği acaba lojistiğin gelişimi ile ortadan kalkar mı, yoksa acaba daha önemli hale mi gelir, Müşavir Yardımcılığı mesleği devam eder mi, önemli midir, acaba Avrupa Birliği’nde böyle bir meslek var mıdır, bu meslek bitirilmeye mi çalışılıyor v.s.v.s.  Uzun yıllardır Gümrük Müşavirliği sınavlarına hazırlayan eğitimlerde eğitmen olarak rol aldığım için, bu  meslekte yer alan arkadaşlar ile her zaman benzer sohbetleri yapıyor, haklı olarak duydukları endişelere tanıklık ediyor ve sohbetlerini yapıyoruz. Galiba meseleye biraz derinlemesine bakmak ve aynı zamanda Gümrük Müşavirliği ve Yardımcılığı’na ilişkin sınav sistemlerini de inceleyerek görüş sergilemek en iyisi olacak.

Hep söylediğimiz bir gerçekten hareket edebiliriz; Dünya globalleşiyor, Dünya üzerinde birbiri ile ticaret yapan ülkelerin sayısı her geçen gün artıyor, gayrisafi milli hasılaların içerisinde dış ticaretin payı sürekli olarak yükseliyor. Bilhassa güçlü markalara sahip ülkeler doğaldır ki, bu süreci tetiklemeye, hızlandırmaya ve ülkelerin birbirlerine gümrük duvarları örmelerine daha fazla karşı çıkıyorlar. Tescilli adı “Dünya” olsa da neredeyse adı “Menfaat Dünya’sı”olarak revize edilecek yaşadığımız yeryüzünde tüm kural ve oyunları ticaret ve ticaretin kuralları belirliyor. Ekonomik anlamda güçlü devletler bunu siyasal anlamda da güce çevirmeyi gayet güzel başarıyorlar. Tüm bu değişimler sonrasında benim her zaman tarif ettiğim şekli ile, lojistiğin üç ana sacayağından bir tanesini oluşturan gümrüklerin etkisi bir yandan azalacakmış gibi görünse de, özellikle korumacılığın hakim olmak zorunda olduğu ülke ve toplumlarda gümrüklerin varlığı ve etkisi düşmek yerine artış gösteriyor. Aslında bizim ve bu meslekte olan arkadaşlarımızın yukarıda bahsettiğimiz sorunun yanıtını bu paragrafta aramaları gerekiyor. Dünya’nın 16.büyük ekonomisine sahip, Avrupa Birliği’nin kapısında olan bir Türkiye, ilerleyen süreçte daha fazla korumacılığa mı önem verecek, yoksa dış ticaretin daha yoğun olmasını ve gümrüklerin olmadığı veya azaldığı bir süreci mi tercih edecek, bu cümlenin yanıtı tüm soruları da yanıtlıyor aslında.

Sanırım bu kadar sözün üzerine, benim de görüşümü daha açık belirtmem gerekiyor. Kavramların çok iç içe geçtiği ve karıştığı bir dönemde, Gümrük Müşavirlik mesleğinin lojistiğin bir alt birimi sayılıp sayılmadığının dahi tartışıldığı bir ortamda, gümrük işlemlerini lojistikten ayrı düşünmek bana göre imkansız. Hep savundum ve hep de savunacağım, artık gelinen noktada lojistik hizmet veren firmaların Gümrük Müşavirleri’ni istihdam etmek suretiyle bu hizmeti verebilir hali almaları şart. Orta ölçekli bir lojistik firma ortağı olarak ben de bu sıkıntıyı yaşıyorum. Fakat ben sap ile samanı ayıranlarındanım, çünkü bahsettiğim bu isteğin Gümrük Müşavirliği mesleğini önemsememek anlamına asla gelmediğini bilenlerdenim.  Bana göre Gümrük Müşavirliği’de, Yardımcılığı’da, ve gümrükleme şirketlerindeki diğer tüm görevler de son derece önemli ve kutsaldır, üstelik de gerekliliktir ve ben Türkiye’de bu mesleklerin çok uzun süre devam edeceğine de sonuna kadar inananlardanım. Diğer bir deyişle lojistik firmaların gümrük hizmetlerini verebilir olmalarını savunmak, benim nezdimde ne bu mesleği önemsiz kılıyor, ne de değerini düşürüyor; işte bu ayırımı herkesin anlayarak, şapkasını önüne koyması gerekir. Incoterms 2010’da yer alan, EXW gibi, DDP gibi teslim şekillerinin artık ülkemizde de uygulanabilir hale gelmesini elbirliği ile sağlamamız gerekir.

Bitirmeden önce, son olarak Gümrük Müşavirlik sınavlarına ve sistemine yönelik de iki üç cümle etmek, buradan Sayın Bakan’a da mesaj göndermek isterim. Gümrükçülerin uzun yıllardır Oda olabilmek için verdikleri mücadeleyi bir yana koyuyoruz ve alıştık artık diyoruz. Ancak şahsen ben, sınav sistemine hiç alışamadım. Bir ülkede böylesine önemli bir meslekte kariyer yapmak isteyenler, özetle sınava girecek olanlar, her gün fal bakarak sınava hazırlanıyorlar. Acaba şu tarihte mi yapılacak, yoksa bu tarihte mi; acaba Milli Eğitim Bakanlığı’mı yapacak, yoksa Müsteşarlık’mı, öyle mi olacak, böyle mi? Bu arkadaşlarımıza, emeklerine ve mücadelelerine yakından tanıklık eden birisi olarak, ey Sayın Bakan’ım, bu işe lütfen bir el atın, ve lütfen bu mesleğe yakışır; tarihi belli, programı belli bir sınav sistemini bir an önce hayata geçirin. İnanın sınava hazırlanan herkesin ortak temennisi bu, eh, elçiye de  zeval olmaz.
 
Hakan Çınar/Perşembe Rotası