Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / İHRACAT TEMMUZ AYINDA HIZ KESTİ: 10,8 MİLYAR DOLAR/ BÜYÜKEKŞİ, “DEĞERLİ TL” UYARISI YAPTI

İHRACAT TEMMUZ AYINDA HIZ KESTİ: 10,8 MİLYAR DOLAR/ BÜYÜKEKŞİ, “DEĞERLİ TL” UYARISI YAPTI

İHRACAT TEMMUZ AYINDA HIZ KESTİ: 10,8 MİLYAR DOLAR/ BÜYÜKEKŞİ, “DEĞERLİ TL” UYARISI YAPTI07.08.2012

Temmuz ayında ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,5 düşüşle 10 milyar 849 milyon dolar olarak gerçekleşirken yılın ilk 7 ayında yüzde 10 artışla 85 milyar 221 milyon dolara ulaştı.

 
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin Çerkezköy'de düzenlediği basın toplantısıyla açıklanan verilerine göre son on iki aylık dönemde de ihracatımız yüzde 12,3 artışla 142 milyar 680 milyon dolara ulaştı.Temmuz ayında en fazla ihracatı, 1 milyar 465 milyon dolar ile otomotiv sektörümüz yaptı. Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörümüz 1 milyar 413 milyon dolar ile ikinci sırada, kimyevi maddeler sektörümüz ise 1 milyar 300 milyon dolar ile üçüncü sırada yer aldı. Tarım sektörlerimiz Temmuz ayında 1 milyar 423 milyon dolar ihracatla toplam içinde yüzde 13,12 pay aldı.
 
Temmuz ayında sektörlerimiz içinde en fazla ihracat artışını yüzde 30 ile fındık sektörümüz, Yüzde 25 ile meyve sebze sektörümüz ve yüzde 23 ile halı sektörümüz yakaladı.Temmuz ayında en fazla ihracat yaptığımız ülke 1 milyar 15 milyon dolar ihracat ile Almanya oldu. Irak, 913 milyon dolar ihracat ile ikinci, İngiltere ise 618 milyon dolar ihracat ile üçüncü sırada yer aldı. Bu üç ülkeyi sırasıyla, Rusya, Fransa, ABD, İtalya, Suudi Arabistan, İran ve Mısır takip etti.
 
İller bazında ilk 10 ihracatçı ilimiz arasında, Temmuz ayında ihracatını en fazla artıran il yüzde 16 ile Gaziantep oldu. Ankara'nın ve Adana'nın ihracatı yüzde 3, İzmir'in ihracatı yüzde 2 arttı.
 
 
İlk 10 ilimiz arasında en fazla ihracatı düşen ilimiz ise ihracatı yüzde 34 gerileyen Sakarya oldu.Bursa'nın ihracatı yüzde 20, Kocaeli'nin yüzde 19, Denizli'nin yüzde 6, İstanbul'un yüzde 3, Manisa'nın yüzde 1 azaldı.

"İhracat, Türkiye'nin büyümesine katkıyı sürdürüyor”

 
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracat rakamlarını açıklamak üzere Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye ekonomisinin büyümeye, üretmeye, yeni istihdam sahaları açmaya devam ettiğini söyledi. Orta Vadeli Program hedefi olan yüzde 4'lük büyüme rakamını aşılacağını tahmin ettiklerini belirten Büyükekşi, işsizliğin de düşmeye devam ettiğpini kaydederek şunları söyledi:
 
"İşsizlik, İspanya'da yüzde 24,6, Yunanistan'da yüzde 22,5, Portekiz'de yüzde 15,2, İrlanda'da yüzde 14,6 gibi yüksek oranlarda seyrederken, Türkiye'de nisan ayında yüzde 9 seviyesine indi. İşsizlik gerilerken, sanayi üretimindeki büyüme de yükseliş eğilimi gösteriyor. En son açıklanan Mayıs ayı sanayi üretim endeksi rakamlarına göre sanayi üretimi yüzde 5,9 oranında arttı. Özetle, gelişmiş ekonomilerin kriz yaşadığı bir ortamda Türkiye ekonomisi oldukça başarılı bir tablo çiziyor. "
 
İhracatın önümüzdeki dönemde de büyümenin ve istihdam artışının temel kaynağı olmaya devam edeceğini anlatan Büyükekşi, İhracatın büyümeye katkısını sürdürebilmesi için, Türk Lirasının değerinin büyük bir önem taşıdığına dikkat çekti. Büyükekşi şöyle konuştu:
 
"Değerli Türk Lirası, rekabet gücümüzü azaltır”
 
"Küresel ekonomideki yavaşlamaya bağlı olarak dünya genelinde faizlerde ve getirilerde yeni bir düşüş yaşanıyor. Bu süreçte Türkiye'de faizlerin göreli olarak yüksek kalması nedeniyle, dünya ile getiri farkları açılıyor. Türkiye'deki yüksek faiz Türkiye'yi bir çekim merkezi yapıyor.
 
 
Buna bağlı olarak da son dönemde, aylık cari açıktan daha fazla sermaye girişi yaşanıyor. 2011 yılı Temmuz ayından itibaren sermaye girişinin hızlanması ile birlikte Türk Lirası da değerlenmeye başladı. Ancak buna rağmen Merkez Bankası, Türk Lirasının yılbaşından bu yana sepet kurda yüzde 10 değerlenmesine kayıtsız kaldı. Oysa ekonomi olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz. Keza, dünya ekonomisi ve ticaretindeki yavaşlama sürüyor, beklenti anketlerinde ise ihracat siparişlerinde gerileme gözleniyor.
 
Mayıs ayında kaydedilen yüksek sanayi üretimine rağmen, yılın üçüncü çeyreğinde de bu eğilim devam edeceğini düşünüyoruz. Böyle bir ortamda Türk Lirasının yeniden değerlenme sürecine girmesi, zor bir dönemde rekabet gücümüzü yeniden erozyona uğratabilir.
 
Bilindiği gibi, 2010 yılı Kasım ayından itibaren Merkez Bankası'nın uyguladığı politikalar ile Türk Lirasında yaşanan "rekabetçi dengelenme”, ihracatçıların karlılığına ilk başta olumlu etki yapmıştı.
 
2012 yılbaşından itibaren ise Türk Lirasının aşırı değerlenmesi nedeniyle karlılık düzeyi düşmeye başladı. Zira 2010 Kasım - 2012 Temmuz tarihleri arasında sepet kur yüzde 18 arttı. Buna karşılık, aynı dönemde ÜFE yüzde 18,5 yükseldi. Yani kur artışı, üretim maliyetlerindeki artışı ancak karşılayabildi, rekabetçiliğe ilave bir katkı yapmadı. Sepet kurun değerinin 2 TL'nin altına gerilemesi, bundan sonra karlılığın azalması bir yana, müşteri ve pazar kayıplarına da neden olacaktır.
 
Diğer taraftan emtia ve enerji fiyatlarındaki kıpırdanma ve hareketlilik enflasyona olumsuz yansıyabilir. Bu durumda Merkez Bankası, enflasyonla mücadele için tekrar döviz kurlarını baskı altında tutma yoluna gidebilir. Merkez Bankası, Türk Lirasının değerlenmesini önleyecek adımları da içerdiğini düşündüğümüz yeni para politika setini iki ay sonra uygulayacağını açıkladı.
 
"TCMB proaktif olmalı”
 
Merkez Bankası bu iki ay içinde olası küresel gelişmeleri izleyecek. Ancak aynı dönemde Türk Lirasının değerlenmesine kayıtsız kalınması halinde son bir buçuk yılda elde edilen kazanımlar geri verilmiş olacak.Bu nedenle Merkez Bankası'nın Türk Lirasının aşırı değerlenmesinin önlenmesine yönelik adımları biran önce atmasını bekliyoruz. Diğer taraftan Merkez Bankası'nın sıkılaştırma programı çerçevesinde, kredi büyümesini yüzde 14'le sınırlamasını ihracata dayalı büyüme hedefi ile uyumlu bulmuyoruz. Bu büyüme hedefine ulaşabilmek için ihracatın finansmanında kullanılan kredilerin, yüzde 14'lük sınır içerisinde yer almaması gerektiğini düşünüyoruz. Sonuç olarak, son dönemde Merkez Bankası'nın aşırı ihtiyatlı davrandığını görüyor ve Merkez Bankası'nı proaktif davranmaya davet ediyoruz. "
 
"Avrupa'daki kötü senaryolara göre pozisyon almalıyız”
 
Konuşmasında dünya ekonomisindeki gelişmeleri de değerlendiren Büyükekşi, IMF'nin en son açıkladığı büyüme tahminleriyle Euro bölgesi için iyi haberler vermediğini hatırlatarak, "Türkiye, Avrupa'daki ekonomik zayıflamanın bir kaç yıl daha devam edeceği varsayımına göre yeniden pozisyon almalı” dedi.
 
Büyükekşi dünya ticaretinin yerinde saydığını ancak dünya pazarlarındaki rekabetin iyice kızıştığını belirterek şöyle devam etti:
 
Şimdi ilk altı ayda bazı ülkelerin ihracat artış oranlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. İlk altı ayda ihracat Çin'de % 9.2, Meksika'da %7.7, Japonya'da % 4.3, geçen yılın ihracat artış rekortmeni Hindistan'da % 1.7, Güney Kore'de %0.6 artarken, Brezilya ve Çek Cumhuriyeti'nin ihracatı aynı kaldı. Tayvan'ın %4.7, Polonya'nın ise %3.5 azaldı.
 
Türkiye'nin ilk altı aylık ihracat artışı ise % 13.4 oldu. Dünya ekonomilerini sarsan küresel krize ve dış pazarlarda giderek kızışan rekabete rağmen ihracatçının bu başarısı alkışı hak ediyor.Genel ihracatımız dünyaya kıyasla olumlu seyrini korurken, Avrupa'ya yapılan ihracatımızda yaşadığımız sıkıntılar gittikçe artıyor.
 
Temmuz ayında İtalya'ya ihracatımız yüzde 35, Fransa'ya yüzde 21, Almanya'ya yüzde 20, İngiltere'ye yüzde 16 düşüş gösterdi. Genel olarak baktığımızda ise, AB ülkelerine ihracatımız Temmuz ayında yüzde 21 geriledi. İlk 7 aydaki gerileme ise yüzde 10 oldu. Özellikle otomotiv ve hazır giyim gibi lider ihracatçı sektörlerimizin ihracatında Avrupa'nın yüksek payı ihracatımızın genel performansını aşağıya çekiyor. Hazır giyim ihracatımızda AB'nin payı yüzde 76, otomotivde ise yüzde 68.
 
Biz AB'deki gerilemeye rağmen yeni pazarlarla bu düşüşü telafi ediyoruz. Bölgesel olarak baktığımızda Temmuz ayında Kuzey Amerika'ya ihracatımız yüzde 24, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine ihracatımız yüzde 17, Ortadoğu ve Afrika Ülkelerine ihracatımız yüzde 9 artış gösterdi. Tabloya ülkeler bazında baktığımızda ise, Temmuz ayında en fazla ihracat artışının yüzde 156 ile Libya'ya yapıldığını görüyoruz.
 
Temmuz ayında en fazla ihracat yaptığımız ilk 10 ülke arasında, Suudi Arabistan'a ihracatımız yüzde 71, Irak'a yüzde 40, ABD'ye yüzde 25, Rusya'ya yüzde 22 artış gösterdi.”
"Euro'nun düşüşü Avrupa'yı en ciddi rakibimiz yapacak”
 
Son dönemde Avrupa Birliği'nin, Serbest Ticaret Anlaşmalarına ayrı bir önem vermeye başladığını ve önümüzdeki dönemde ekonomik büyüme ve istihdam artışı için tek çareyi dış ticaretin geliştirilmesinde gördüğüne de anlatan Büyükekşi, "Bunun için de başta yükselen pazarlar olmak üzere, 3. ülkelerle STA müzakerelerini hızlandırıyor. AB şu an ihracatının dörtte birini STA kapsamında yapılan ticaretle sağlarken, bu oranı yüzde 75'e çıkarmayı hedefliyor.
 
 
AB ile Güney Kore arasındaki STA bir yılını doldurdu. Bu süreçte, AB'nin Güney Kore'ye ihracatı yüzde 35 arttı. Sırada Kanada, Singapur, Hindistan, Japonya, ABD gibi ülkeler var.
 
Dolayısıyla Euro'nun da önümüzdeki dönemde düşüşüne devam etmesiyle birlikte, tüm Avrupa bizim ihracatta önemli rakibimiz haline gelecek. Bu konunun özellikle ekonomideki karar alıcılar tarafından dikkatle takip edilmesini bekliyoruz.” Şeklinde konuştu.
 
Komşu Suriye'de yaşanan insanlık dramına da dikkat çeken Büyükekşi, Komşumuz Suriye'de akan kanın biran önce durmasını, siyasi kaosun sona ermesini diliyoruz. Suriye'ye barış ve özgürlük hâkim olduğunda, Arap Baharı yaşayan diğer ülkelerde olduğu gibi ticaretimiz kaldığımız yerden devam edecek. İhracat tempomuz hızla yükselecek.” Dedi.
 
Kaynak:TİM
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr