Dünya hızla değişirken, küreselleşen dünya ile her alanda hızlı bir entegrasyon içinde olan Türkiye’de baş döndürücü bir hızla büyüyor, gelişiyor, bir yandan ihracatını artırırken bir yandan da gelecek için sürekli yeni ve büyük hedefler belirliyor. Bugün Türk sanayicilerinin ürünleri Avrupa’dan Amerika’ya, Uzakdoğu’dan Ortadoğu ve Afrika’ya kadar pek çok uluslararası pazarda rekabet şansını her geçen gün daha da artırıyor.
Türkiye artık büyük hedeflerin ülkesi. Şaşırtıcı büyüme rakamları, iç dinamikleri, güçlü ve rekabetçi sektörleri ile gelişmiş ülkelerin parmakla gösterdiği ve gıpta ettiği bir ülke.
2023 için 500 milyar dolar ihracat, 600 milyar dolar ithalat olma üzere toplam 1,2 trilyon dolar dış ticaret hacmi hedefindeki Türkiye için bundan sonra otomotiv, tekstil, makine, gıda, kimya gibi sektörlerin yanında lojistikte kilit sektör olarak konumlandı.
Tüm bu rakamlar Türkiye'nin 1,2 trilyon dolarlık hedefi için lojistik altyapısına çok daha fazla yatırım yapması gerektiği anlamına geliyor. Yapılan tahminlere göre ticaret hacmindeki böylesine yüksek bir artışın gerçekleşebilmesi için kara, deniz, hava ve demiryoluna 65 milyar Euro’luk bir yatırım yapılması gerekiyor. Bu ise binlerce kilometre karayolu, onlarca yeni liman, havalimanı, demiryolu hattı, yepyeni intermodal hatları ve multimodal projeler tasarlamak ya da ortaklık demek oluyor.
Bugün Türk lojistik sektörü, yakaladığı büyüme trendiyle Avrupa’da lider ve örnek ülke olarak gösteriliyor. Coğrafi konumuyla Avrupa ve Asya arasındaki en önemli ve en güvenilir köprü olan ve bölgesinde hem ticari hem de lojistik liderliğe talip olan Türkiye için intermodal projelerde ayrı bir önem taşıyor.
Baltık Denizi ülkeleri ile Karadeniz’i bağlayan Viking Treni Projesi, bölgede Türkiye’nin lojistik etkinliğini ve gücünü artıracak ECOPLPAF ve Türkiye’nin en önemli ulusal kalkınma projelerinden biri olan Batı Anadolu Lojistik Organizasyonlar (BALO) Projesi gibi projelerdeki işbirlikleri, Türk lojistik sektörünün artık kabuk değiştirdiğinin göstergesidir.
Bilindiği gibi Mart ayının sonunda İstanbul’da Türk ve yabancı lojistik şirketleri ile kamu ve özel sektörü bir araya getiren çok önemli bir konferans düzenlendi. Litvanya Dışişleri ve Ulaştırma Bakanlıkları ile Litvanya Demiryolları İdaresi tarafından düzenlenen “Viking Tren Projesi:
İntermodel Çözümler, Kalkınma ve Gelecekteki Beklentiler” konulu konferansta, Türk lojistik sektörünün çatı kuruluşu UTİKAD, Baltık ülkeleri ile Karadeniz’i bağlayan Viking Projesi kapsamında Litvanya Taşıma İşleri Organizatörleri Derneği LINEKA ile işbirliği anlaşması imzaladı.
Baltık ülkesi Litvanya, geliştirdiği Viking Projesi’yle Türkiye’nin Karadeniz limanlarını “uluslararası ulaştırma ağının merkezine” oturtuyor. Bu projeye göre Litvanya, Belarus ve Ukrayna tarafından yürütülen Viking Projesi, hem Türk dış ticaretinin Baltık ve Kuzey Avrupa Birliği ülkelerine daha kolay ulaşımını sağlayacak hem de Ortadoğu, Güney Kafkasya’dan gelen ürünlerin Türkiye üzerinden taşınmasına yardımcı olacak. Viking tren yolunun en önemli avantajı, Odessa Limanı’nda yapılacak aktarma işlemleri dahil çok kısa bir transit süresini garanti etmesi ve beraberinde sunduğu navlun avantajları.
Bu koridor Türk ihracatçısının Avrupa pazarına daha rahat ve kolay ulaşması yönünde çok önemi bir proje olacak. UTİKAD’da LINEKA ile imzaladığı anlaşma ile Türk sanayici ve ihracatçısının yükünü daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde ulaştıracak bir projenin de çözüm ortağı oldu.
Türkiye’nin bölgesindeki lojistik üs olma çabasını pekiştirecek önemli projelerden biri de ECOLPAF. Türkiye’nin ve dolayısıyla UTİKAD’ın kurucu liderliğinde hayata geçirilen ECOLPAF’ın üyeleri arasında Afganistan, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan,Pakistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan bulunuyor.
EIT ülkeleri arasındaki ticari ve taşımacılık ile ilgili engelleri kaldırmak, üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmak ve bölgenin küresel pazarlarda bütünleşmesini teşvik etmek amacıyla UTİKAD öncülüğünde kurulan ECOLPAF’nın merkezi Türkiye’de. Türkiye’nin kuzey ve güney doğusundaki geniş bir coğrafyayı, ticari ve lojistik açıdan birbirine bağlayacak intermodal bir proje olarak çalışacak ECOLPAF’a, FIATA ve CLECAT gibi uluslararası organizasyonlarında destek veriyor olması bu projeyi daha da önemli kılıyor.
Son olarak UTİKAD olarak çok önemsediğimiz ve intermodal bir proje inandığımız BALO, yani Batı Anadolu Lojistik Organizasyonları’ndan bahsetmek istiyorum. Anadolu ihracatçısını Avrupa ile buluşturacak BALO Projesi ile Batı ve Orta Anadolu’daki yük toplama merkezlerinde toplanan yüklerin öncelikle Bandırma Limanı’na, oradan da Tekirdağ Limanı’na ulaştırılması ve sonra da blok trenlerle Avrupa’ya gönderilmesi planlanıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği öncülüğünde gerçekleştirilecek BALO Projesi’yle Batı ve Orta Anadolu’daki yüklerin, intermodal taşımacılık çerçevesinde Avrupa’ya ulaştırılması, bu anlamda dış ticaret kapasitemizi artırabilmek açısından oldukça önemli girişim. UTİKAD da bu önemli proje için kurulan BALO A.Ş.’ye 5 Nisan 2012’de yaptığı Olağanüstü Genel Kurul’da üyelerin çok büyük bir kısmının evet oyuyla ortak olma kararı aldı.
BALO Projesi'nin amacı, Türkiye’nin ihracatının 500 milyar dolara çıkarmanın ortak hedef olması gerçeğinden hareketle lojistik sektöründe alternatif projeler üretmek ve Türkiye ihracat pazarının büyümesi için yeni ve avantajlı taşıma kanallarının ihracatçı ve sanayiciye kazandırmak.
Ülkemizin 2023 dış ticaret hedefleri göz önüne alındığımızda, mevcut taşıma şekilleriyle güzergahların geliştirilmesi ve kapasitesinin artırılması zorunlulukları karşımıza çıkıyor. Bu çerçevede, mevcut geleneksel taşıma güzergahlarına eklenecek yeni lojistik ve intermodal taşıma seçenekleri, hedeflenen dış ticaret kapasitelerine ulaşılmasında kilit bir rol oynayacaktır.
Kaynak:UTA Lojistik