Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Havayolu / HAVA KARGOCULAR ALTYAPI YETERSİZLİĞİNE ÇÖZÜM BEKLİYOR

HAVA KARGOCULAR ALTYAPI YETERSİZLİĞİNE ÇÖZÜM BEKLİYOR

HAVA KARGOCULAR ALTYAPI YETERSİZLİĞİNE ÇÖZÜM BEKLİYOR15.06.2009

Son 10 yılda emeklemekten yürümeye geçen Türkiye hava kargo sektörü, global ekonomik krizinde etkisiyle iş kayıpları yaşamaya başladı. Özellikle havaalanlarında kargo altyapısının yetersizliğinden yakınan sektöre DHMİ, kuracağı kargo kompleksleri ile cevap vermeye hazırlanıyor.

 

Hava kargo sektörü son 10 yıldır çok önemli bir yükseliş trendi yakaladı. 1998 yılında Türkiye tescilli kargo uçağı sayısı 2’yken bugün ise toplam kargo uçağı 30. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) verilerine göre hava kargoda Türkiye tescilli uçakların sayısı şöyle:Türk Hava Yolları’nın (THY) 4 kargo uçağı bulunuyor ve bu uçakların toplam kargo kapasitesi 152 bin kg. MNG Airlines 12 adet kargo uçağı ile 380 bin kg. kargo kapasitesine sahip. Kuzu Airlines Cargo’nun uçak sayısı 7, toplam kargo kapasitesi 298 bin kg, ACT Airlines’in ise uçak sayısı7, toplam kargo kapasitesi 302 bin 861 kg.

Son yıllarda çok parlak günler geçiren hava kargo sektörü, bugünlerde tüm dünyayı etkisi altına alan global ekonomik krizin etkisini yakından hissediyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) istatistiklerine göre, dünya genelinde lojistik sektöründe daralma geçen yıla oranla yüzde 20. Hava kargodaki genel iş kaybı ise yüzde 35. Sadece Amerika ve Avrupa’da son 8 ayda hizmetten çekilen kargo uçağı sayısı 160.

ALTYAPI YETERSİZLİĞİ

Dünyada bunlar yaşanırken Türkiye’de ki hava kargocular, global kriz dışında yerel bir takım sorunlar da yaşıyor. Türkiye’de faaliyet gösteren hem yerli hem de yabancı kargo işletmecileri hava kargonun en büyük sorunun altyapı yetersizliği olduğunu söylüyor. Sektörde yetişmiş kaliteli personel sıkıntısının da olduğunu belirten hava kargo işletmecileri, slot, park, antrepo gibi sorunların çözülmesini istiyor. Global krizden herkes gibi kendilerinin de etkilendiğini belirten hava kargocular, havayolu işletmecilerinin desteklenmesini talep ediyor.

Öte yandan Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden (DHMİ) aldığımız verilere göre, 2008 yılının ilk dört ayında hava sahamızda gerçekleşen uçak trafiği 278 bin 6’yken 2009 yılının ilk dört ayında ise yüzde 1 artışla 281 bin 313 olarak gerçekleşiyor. Yine DHMİ’nin  verilerine göre havalimanı ve havaalanlarımızda gerçekleşen kargo miktarı, 2008 Nisan sonunda 128 ton iken, 2009 Nisan sonunda 119 tona geriliyor. Yani hava kargo taşımalarında toplamda yüzde 7’lik bir düşüş yaşanıyor.

 

 

KARGO KOMPLEKSİ YAPILMASI ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI

DHMİ’nin açıklamasında Türkiye’deki havaalanları arasında hava kargo trafiği açısından en aktif ve potansiyeli fazla havaalanının Atatürk Havaalanı olduğunun altı çiziliyor. DHMİ’nin Türkiye’deki hava kargo taşımacılığı artırmak için yaptığı çalışmalar hakkında ise şunları belirtiyor: ” Atatürk, Esenboğa, Adnan Menderes, Antalya, Süleyman Demirel, Bursa Yenişehir, Şanlıurfa GAP, Adana, Samsun Çarşamba Havaalanları’nda Kargo Tesisleri mevcut olup, bunların içinde yoğunluğun en fazla yaşandığı Atatürk Havalimanı kargo trafiğini rahatlatmak amacıyla kargo işlemleri ile ilgili tüm tesisleri içine alacak bir Kargo Kompleksi’nın yapılanması çalışmaları başlatılmıştır.”

FATİH YURDAKUL:”HAVA KARGO KRİZDEN YÜZDE 40 ORANINDA ETKİLENDİ”

Kuzu Airlines Cargo CEO’su Fatih Yurdakul, 4 adet A300B4 ve 3 adet A310308F olmak üzere toplam 7 kargo uçağına sahip olduklarını, günlük tek yön kapasitelerinin 300 ton olduğunu söyledi.Kuzu Airlines Cargo açısından 2009’un ilk 4 ayının olağanüstü yavaş geçtiğini belirten Fatih Yurdakul, dünya genelindeki ekonomik kriz sebebi ile ilk üretimin etkilendiğini ve bu etkinin yansımalarının kargo taşıyıcılarına yeni kendilerine olumsuz olduğunu ifade etti.Hava kargo sektörünün global ekonomik krizden yüzde 40 oranında etkilendiğini düşündüğünü söyleyen Yurdakul, 2009’u kayıp bir yıl olarak değerlendirdiğini kaydetti. Bu durumda her kargo taşıyıcısının nasibini aldığını anlatan Yurdakul, mali durumu uygun olanların ve uçakları öz mal olan firmaların küçülme yoluna giderek tedbirler aldığını belirtti. Bunlardan birinin de kendileri olduğunu vurgulayan Yurdakul, “ Tüm tasarruf tedbirlerini zamanında aldık. Bize olumlu etkisi ise, krize rağmen Emirates SkyCArgo’dan yeni nesil 3 adet A310-308 kargo uçağı filomuza ekleyerek mevcut filo yaş ortalamamızı yenilememiz oldu. Bu uçaklarımızı önümüzdeki 15 sene verimli olarak kullanmayı planlıyoruz. Krizin daha da derinleşme ihtimaline karşı A300B4 uçaklarımızı satma yoluna gideceğiz. Park etmede korumaya almada bir yöntem. Ancak A310-308 uçaklarımız mevcut iş yapısı ile aktif çalışıyor” dedi.

DEVLET TÜCCAR GİBİ DÜŞÜNMELİ

Kuzu Airlines Cargo’nun Çorlu Havaalanı’nda yaşadığı kapalı alan ve paletleme sıkıntısının devam etmesi nedeniyle tüm kış seferlerini Sabiha Gökçen’den yaptığını belirten

FATİH BARDAKÇI:” GEÇEN SENEYE GÖRE BİR İŞ KAYBIMIZ YOK”

ACT Airlines Genel Müdürü Fatih Bardakçı,filolarında 7 adet Airbus A300B4-203 kargo uçağı bulunduğunu, toplam kapasitelerinin 300 ton olduğunu belirtti. Genellikle Avrupa ve Ortadoğu bölgelerinde genel kargo taşımacılığı yaptıklarını anlatan Fatih Bardakçı, “İş ortaklarımız olan DHL, Lufthansa, Ethiad gibi havayollarına, şirketimizin ana iş tanımına uygun olarak ekstra kapasite sağlıyoruz. Ayrıca NATO bünyesinde İngiliz Savunma Bakanlığı için 2006 Mayıs’tan bu yana İngiltere-Afganistan hattında günlük düzenli seferler gerçekleştiriyoruz” dedi.    

Her şirket gibi ACT’nin de küresel ekonomik krizden etkilendiğini anlatan Bardakçı konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “ACT olarak geçen seneye göre bir iş kaybımız yok. Aksine uçuş saatlerimizi artırdık. Bunun temel sebebi, uçuşlarımızın ağırlık olarak hala kargo akışının kuvvetli olduğu bölgelere yoğunlaşmış olması. Ayrıca 2008 başlarında krizi erken görüp bu doğrultuda alabildiğimiz kadar önlemlerimizi aldık. Ama dünya 3 sene önceki halinde olsaydı kuşkusuz bugün olduğumuz noktadan daha iyi bir durumda olabilirdik.

Daha önceden dünyada genel kabul gören büyüme yüzdeleri artık geçerli değil. Daralma var. Yalnız sorun şu ki, bu zincirin içinde olan her şirket bundan 3 yıl önce uzun dönem planlamaların yaparken o dönemin büyüme beklentileriyle hareket etti. Şimdi üreticiden son tüketiciye olan zincirin her halkasında bu sorun yaşanıyor. Bu ortamda uzun dönem plan yapabilmek zor. Sektörden konuştuğumuz tüm firmalar önünü görmekte zorlanıyor. IATA istatistiklerine göre lojistik sektöründe dünya genelinde daralma geçen seneye göre yüzde 20. Hava kargoda genel iş kaybı yüzde 35. Sadece Amerika ve Avrupa’da son 8 ayda hizmetten çekilen kargo uçağı sayısı 160.”

İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen havaalanları ile kargo için ciddi bir potansiyel barındırdığını söyleyen Bardakçı, Türkiye’nin konumu gereği dünyadaki ana kargo akış yollarının tam üzerinde olduğunu kaydetti. Son 10 yılda Türkiye’de hava kargonun emeklemekten yürümeye geçtiğinin anlatan Bardakçı, “Ancak henüz koşmaya başlayamadık. Daha gideceğimiz çok yol var. Çünkü transit pazardan aldığımız pay hala çok küçük” dedi

İSTANBUL KARGO MERKEZİ OLMAYA ÖNCÜLÜK ETMELİ

Türkiye’deki hava kargo sektörünün sorunları hakkında ise Bardakçı şu değerlendirmeyi yaptı: “En temel sorun altyapı yetersizliğiydi. Bazı çözümler üretiliyor. Örneğin İstanbul’daki 2 ana meydan arasında demiryolu bağlantısı yok. Dış pazarlardan pay almayı hedefliyorsanız, 2 havalimanınız arasındaki kargo arterini sağlamak zorundasınız. Birinden diğerine trafik saatinde kamyonla aktarma yaparken geçen süre, uçakta geçen süreden uzun olunca sistem sorunlu oluyor. Daha fazla transit kargoyu ağırlayabilecek antrepolarımız yok. Başlangıç olarak İstanbul kargo merkezi olmaya öncülük etmesi gereken şehir. Ortadoğu’daki ülkeler yeniden yapılanıyor. Maalesef bugüne kadar olan süreçte, Uzakdoğu, Amerika ve Avrupa’dan Afganistan, Irak ve diğer bölge ülkelerine yapılan taşımaların büyük yüzdesi körfez ülkeleri üzerinden taşındı. Biz yeterince pay alamadık. Onlar transit antrepoları, serbest bölgeleri, kargo köyleri, uçaklara yeterli sayıda park pozisyonu gibi gerekli altyapıyı zamanında oluşturdular. Bu sürecin devamını kaçırmamamız gerekiyor.

FEZA ERDOĞAN: “UÇAK TİPLERİ SORGULANACAK”

Emirates SkyCargo Türkiye Genel Müdürü Feza Erdoğan, Emirates SkyCargo’un Türkiye ofisi olarak 2008-2009 mali hedeflerini tutturduklarını, 2009-2010 mali yılının ilk ayında ise hedeflere yakın bir grafiğe sahip olduklarını belirtti.

Gerek global krizin etkileri, gerekse iç piyasalardaki talep darlığının ticaret dünyasındaki likiditeyi tutabilmek ve çabuk dönüş sağlayabilmek açısından hava kargo taşımacılığının önemini artırdığının göründüğünü söyleyen Feza Erdoğan, “Her ne kadar diğer taşıma modelleri daha ekonomik çözümler sunsa da uçak taşımacılığının sağlamış olduğu saatte 850 kilometre ortalama hızı sunabilmiş değil. Tedarik zinciri ve lojistik açısından bakıldığında ise bu hız, hızlı nakit dönüşümünü hızlı sağlandığından, hava kargoda bir tonaj artışı sağlamış fakat tonaj artışından beklenen parasal karşılık aynı paralelde artmamıştır” dedi.

Dünya genelinde ve Türkiye’de krizin bütün havayollarını mevcut envanterlerindeki uçak tiplerini sorgulamayı beraberinde getirdiğini, bundan sonraki muhtemele krizlerde havayollarının uçak tipi konusunda çok seçici ve titiz davranarak pozisyon alacaklarını söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: “Bu kriterler, yeni teknoloji, menzil, yakıt tüketimi gibi kriterlerden oluşacak. Aslında ekipmanın kriz dönemlerinde anahtar belirleyici olması karar mekanizmaları üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak. Buradan yola çıkarak, uzun zamandır filosundaki uçak seçimlerini her türlü ekonomik iklimi karşılayabilecek tercihlerle yönlendiren Emirates Havayolları, kriz döneminde bu avantajını en iyi şekilde kullanabilmiştir.

KARGOSUZ HAVAALANI!

Türkiye’de hava kargo taşımacılığı yapan firmaların en başta gelen sorununun altyapı yetersizliği ve birtakım bürokratik sorunlar olduğunu belirten Erdoğan şunları söyledi: İki ayrı perspektiften bakıldığında 2006 yılında antrepo yangınından sonra geçen üç yıl içerisinde iyileştirme yönünde bir irade gösterilmediği, diğer açıdan bakıldığında Atatürk Havaalanı gelişim projelerinde hava kargonun yer almadığı gerçeğidir. Sonuçta Atatürk Havaalanı kargo uçaklarını davet eden cesaretlendiren ve ülkenin ticaretinin önünü açacak yönde bir gösterge taşımamakla birlikte kargo uçaklarına yeterli altyapı sağlanamamaktadır. Gerek park yeri yetersizliği, gerekse buna bağlı olarak meydan slotlarının kısıtlanması Atatürk Havaalanı’nı git gide kargosuz bir havaalanı görünümüne sokmaktadır. Nasıl ki, kargosuz bir Frankfirt veya Amsterdam Havaalanı düşünülemezse, kargosuz bir Atatürk Havaalanı fonksiyonelliğini kendiliğinden yitirme noktasına gelebilir.”

TURGUT YILDIZ: “EKSPRES TAŞIMACILIK PAZARI ÜLKEMİZDE İSTENEN BÜYÜKLÜKTE DEĞİL”

TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, TNT’nin hava kargo operasyonları ile ilgili dergimize yaptığı açıklamada, her gün bir TNT uçağının İstanbul Atatürk Havaalanı’na geldiğini ve sonra tekrar ana merkeze geri döndüğünü söyledi. Ekspres gönderileri için tüm dünyada genel bir düşüş olduğunu belirten Turgut Yıldız, “Kriz nedeniyle hacimli ama ekonomik gönderiler arttı çünkü daha ekonomik olan karayolu servisimiz daha fazla tercih ediliyor. Karayolu taşımacılığımızda ciro bazında yüzde 25’lik bir artış gerçekleşmektedir” dedi.

TÜRKİYE HIZLI TAŞIMACILIK PAZARI 150 MİLYON AVRO

“Kriz tüm dünyada durgunluk yaratacağı için iş hacimlerinde düşüş ve bunun da sektöre yansımasını yaşadık. Daha önce iç kaynaklı krizlerde gönderiler kurun etkisiyle artarken bu sefer talep daralması yaşanacağı için sorun her sektörü etkiledi. Fakat sektörümüzde toparlanma daha hızlı olacaktır. Çünkü sektör dinamik ve gelişen bir sektör” diyen Yıldız, Türkiye’deki hava kargo sektörü ile ilgili olarak ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Ekspres taşımacılık pazarı ülkemizde istenen büyüklükte değil. Ülkenin kapasitesi ve nüfusuna bakılacak olunursa bugünkü hacminden çok daha fazla olması gerekmektedir. Bugün Türkiye’de ‘Uluslararası Hızlı Taşımacılık Pazarı’ 150 milyon avro civarında.. Hâlbuki Avrupa’da daha ileri sanayilere sahip ülkelerde bize göre nüfus çok az olsa da bu Pazar bizim 2 – 3 katı büyüklüğünde. Gerek ülkemizin coğrafik konumu, gerek demografik yapısı ve gerekse gelişen ekonomisi ayrıca yaşlı Avrupa’nın durumu bizim lehimize olan unsurlardır. Ayrıca Uzak Doğu pazarı tekrar canlanmaktadır. Türkiye’nin lojistik üs olmasının sadece taşımacılık sektörü açısından yapılan işlem hacmi artacağı için her bir işlemin getireceği bir artı değer söz konusudur. Diğer sektörler açısından ise birçok şirketin depolama ve üretim faaliyetlerini Türkiye’ye taşıması anlamına gelecektir. Fakat lojistik üs olma konusu kolay bir konu değildir ve bir devlet politikasıyla olur. Bu konuda mali konularda yatırım kolaylıklarına kadar birçok alanda teşvik sağlanması gerekir.”

Türk hava kargo sektöründe 20 yıl önce başta gümrükler olmak üzere birçok sorunun olduğunu bugün bu konularda önemli ilerlemeler kaydedildiğini ifade eden Yıldız, fakat Türkiye’nin taşımacılığının büyük kısmının (yüzde 94) karayoluna bağlı olmasının ileride daha büyük sorun olarak karşımıza çıkacağını vurguladı. Yıldız bunun nedeninin karbondioksit emisyonlarında buna paralel olarak artışlar olacağına bağladı.

Hava kargo krizden karayoluna oranla daha az etkilendi

Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği başkanı ve Express Kargo Yürütme Kurulu Başkanı Ajlan Yanaşan: “Global krizin etkisi ile ülkemiz ekonomisinde yaşadığımız daralma neticesinde üretim ve satışların miktarlarındaki olumsuz değişimler gerçekleşmiştir. Üretim yapılmaması neticesinde oluşacak durumu doğru bir orantılama ile kısaca örneklersek şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadır: Eğer bir firmanın üretim kapasitesi daralırsa hammadde alımı düşecek, taşınacak ürün miktarı düşecek, taşımaya ayıracağı bütçesi daralacaktır. Tüm bu olumsuz gelişmeler taşımacılığı olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir. Kaldı ki hızlı hava kargo, hızlı üretim ve hızlı satış temeli altında tercih edilen ve hızlı satış temeli altında tercih edilen lakin pahalı bir taşımacılık türüdür. 2009 yılının ilk 4 ayı dikkate alındığında domestik karayolu taşımacılığının krizden olumsuz etkileşiminin hava kargo sektörüne de yaşandığı ama kıyaslama yapıldığında kısmen de olsa global kriz etkisinin daha az hissedildiği gözlemlenmektedir.

Yaşadığımız global krizin etkisi ile ülke içi ticaretin daralması kaçınılmaz olarak gerçekleşmiş ancak bu miktarsal daralma her sektör için farklı oranlarda olmuştur. Taşıma fiyat seviyeleri, sektörlerdeki maliyet etkinliği ve verimlik arttırma inisiyatifleri sonucu baskı altına girerek düşme trendi içerisinde yer almıştır. Bu aşamada sektörün en önemli şansı önde gelen girdi maliyet kalemi olan petrol fiyatlarındaki düşüştür. Tabi ki döviz kurunun bu konudaki etkisi de yaşadığımız bir gerçektir. İhracatının yüzde 50’sini AB’ye yapan Türkiye ekonomisinin global krizden olumsuz etkilenmesi neticesinde hava kargo firmalarının müşterek olarak global krizden etkilenmesi de kaçınılmaz olmuştur. Yolcu kapasitelerinin düşmesi ve havayolu firmaları arasında konsolidasyona gidilmesi uluslararası hava kargo kapasitelerini daraltmaktadır. Ayrıca 2009 yılı başından itibaren uluslararası taşımacılık trafiğinde daralma ve fiyat rekabeti kuvvetle yaşanmaktadır. Bu soruya uluslararası kapıdan kapıya hava kurye sektörü ve ülke içi ekspres kurye taşımacılığı için ayrı ayrı cevaplamak gerekmektedir.

BÜYÜME ORANI YÜZDE 2.5 DÜŞECEK

İhracatının yüzde 50’sini AB, yüzde 4’ünün ABD’ye Türkiye ekonomisinin olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz. Ancak Türkiye Ortadoğu, Afrika, Uzak Doğu, Rusya ve Hindistan ile ihracatını artırarak toplam ihracat büyüme hızını dengeler ve biraz hız düşürse de büyümeye devam etmektedir. Yolcu kapasitelerinin düşmesi ve havayolları arasında konsolidasyona gidilmesi uluslararası hava kargo kapasitelerin daraltmaktadır. Bu daralma Türk havacılık sektöründe daha düşük olması nedeni ile Türkiye’nin küçülen pazarda Pazar payını arttırma fırsatı olacaktır. Bütün bunlara rağmen sektörün milli gelir artış hızımızın iki katı büyüyeceğini ancak büyüme oranının 2008’e nazaran yüzde 2-2.5 düşeceğini bekliyoruz.

Yurtiçi kargo trafiğinde yaşanan global kriz etkisi hava kargo sektörüne oranla çok daha derin olarak yaşanmaktadır. Ülkemizde yüksek oranda gerçekleşen küçülme ile işletmelerimizin üretim ve satış kapasitelerinin düşmesi neticesinde Pazar daralması yaşanmaktadır. Yaşanan arz talep dengesizliği ile birçok hava kargo firması zararına taşıma yapmaktadır. Global krizin ülkemizde hissedildiği 2008 Eylül ayından itibaren sektörde yüzde 20-25 civarında daralma gerçekleşmiş, 2009 yılında ise daralma yüzde 5-10 civarlarında artarak devam etmektedir. Hava kargo sektörünün krizden karayolu taşımacılığına oranla daha az etkilenmesinin bir sebebi de yolcu uçaklarının altında yapılan kargo taşımacılığıdır.”

Proje bazlı global servis veriyoruz.

DSV Hava ve Deniz Taşımacılığı A.Ş. Hava İhracat Müşteri Temsilcisi Serkan Vardar: “DSV Global olarak hava kargo taşımacılığında; genel kargo, bozulabilir kargo, tehlikeli kargo, charter gibi tüm ürün ve sektör gruplarına servis ve fiyat avantajı sunuyoruz. Proje bazlı olarak kombine taşımacılık altında global servis veriyoruz. Hava kargo pazarında bir daralma olduğu şüphesiz. Üretimdeki azalmalar, taşınacak malzemenin azalması, ihracat ve ithalattaki ciddi düşüşler gözlenmektedir. Ancak yine de krizde müşteri portföyümüzü elde tutma ve sunacağımız düşük fiyatlar ile onların taşımacılık maliyetlerini düşürme ve iş hacmimizi artırırken, sadık müşterinin yaratılmasını sağlamaya çalıştık. Hava kargo diğer taşıma modları gibi bir daralma içerisine girmiştir. Navlunların düştüğünü, beraberinde rekabetin artması ile karlılıklarda düşüşler gösterebilmektedir.

Kaynak: Transport

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr