Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / AKILLI DEPOLAMA YÖNETİMİ “AKILLI” İŞLETMELER YARATIR

AKILLI DEPOLAMA YÖNETİMİ “AKILLI” İŞLETMELER YARATIR

AKILLI DEPOLAMA YÖNETİMİ “AKILLI” İŞLETMELER YARATIR27.08.2012


1- Depolama: Günümüzden geleceğe

Günümüzde tüketim malları tedarik zinciri gittikçe karmaşıklaşmaktadır. Perakendeciler potansiyel kazançlarının maksimizasyonu için artan sayıda bir dizi kanalı kullanarak hizmetlerin teslimatını gerçekleştirirken, her bir kanalın müşterileri taleplerini daha da fazlalaştırmaktadır. Bu kanalların en önemlisi olan tedarik bir yandan küreselleşirken diğer yandan uluslararası sözleşme ve satın almayla daha geniş seçenekler ve ucuz alternatifler sağlamaya çalışırken siparişlerin karşılanması için birçok bölge ve ülkeden müşterilere hizmet etmenin yollarını aramaktadır. Değişen paradigmalar, müşteriler ve tedarikçiler bağlamında alışagelmiş uygulamalarla operasyonlarını sürdüren işletmelerin rutinine de değişiklikler getirmekte, dolayısıyla tedarik kanalındaki depoların üstlendikleri roller de radikal bir biçimde ve her yerde değişime uğramaktadır.

İleri düşünce yapısındaki her boyutta ve çeşitte tüketim malı tedarikçileri ve perakendecileri uzun zamandır lojistik organizasyon yapılarının gelecekteki rekabet üstünlüğünü elde etmede nasıl kaynak olabileceği konusunda çalışmalarını sürdürmekte; artık depoları ürünlerin sadece giriş/çıkış yaptıkları bir tesis veya geleneksel olarak kabul gördüğü şekliyle bir maliyet merkezi olarak saymamaktadırlar. Bunun yerine; depolara karlılığı, müşteri memnuniyetini ve sonunda paydaş değerini artıracak bir fırsat olarak bakmaktadırlar. Belki de bunların en önemlisi, depolamada; hem tedarik zincirini hem de depo süreçlerini entegre ederek yönetebilecek otomasyon ile yazılımlar sayesinde daha geniş bir ürün ve hizmet ağına sahip depo süreçleri ile artan tedarik zinciri karmaşıklığının üstesinden gelebilme düşüncesidir.

Gelecekte, depoları çalıştıran sistemler konvansiyonel tekniklerin üzerinde RFID (Radio Frequency Identification; Telsiz Frekansı Tanımlama) ve ses tanıma gibi yeni teknolojiler ile biraz akıllı olmanın ötesinde bir şeylere ihtiyaç duyacaklardır. Depolar; işletme ve ilişkide olduğu diğer partilere doğru kararların süratle alınmasını sağlayacak şekilde gerçek zamanlı, kullanılabilir ve sağlıklı verinin paylaşımı ile ticari ortaklar, tedarik zinciri, iade mallar ve talep yönetimini mümkün kılan üretim ve hizmet merkezleri olmaya adaydır. Bu nedenle; özellikle hızlı tüketim malları üretim ve dağıtımında yer alan işletmeler ürün değeri ve zamanın en önemli kriter olduğu tedarik süreçlerinde yönetimde “akıllı” denilebilecek cinsten sistem ve teknolojilere gereksinim duymaktadırlar.

Bu konuda üç ana düşünce varlık göstermektedir. İlki, her DYS (WMS) (Depo Yönetim Sistemi; Warehouse Management System)  her depoya uymaz! Bunun yerine bir DYS’nin seçimi işletmenin stratejik ve taktik hedeflerine uygun olmalıdır. Bir başka deyişle, işletmelerin karar vermesi gerekenler söz konusudur: En tabandan başlayarak işletme maliyetlerini azaltarak büyüme mi, yoksa birden fazla satış kanalı ya da daha iyi hizmet seviyesi ile en üst kademede daha çok satış yapmak mı? İkincisi, tedarik zincirlerinin birbirleriyle yarıştığı yüzyılımızda depoyu kendiliğinden işgören bir yer olarak görmek mümkün değildir. Bir işletmenin DYS’ni seçimi ve depo operasyonlarının nasıl yapılandırılacağı, tedarik zincirinin en geniş kapsamda tanımlanmasıyla mümkün olacaktır. Son olarak, sıklıkla gözden kaçan bir konu da, en iyi teknolojinin başarıyı garantilemeyeceği konusudur. Gerçekte, sürüm yükseltme olanağı ve tedarikçilerinin dikey sektör deneyimi gibi seçim kriterleri de düşünülmelidir.    

2- Stratejik ve taktik hedefleri elde etmede fonksiyonellik

Akıllı DYS’lerinde, en yalın şekliyle iki seçenekten bahsedilebilinir. Bunlardan ilki; gelenekselleşmiş iş süreçlerini yöneten sistemler, ikincisi; deponun değişen rolünü onu çok kanallı bir dağıtım merkezi olarak içine alan sistemler. İlk seçeneğin yalnız bir satış kanalına odaklandığında klasik operasyonların daha iyi yönetimini sağlaması beklenebilir. İkinci seçeneğin üstünlüğü ise,  perakendecilerin, onların tedarikçilerinin ve müşterilerin çeşitlilik gösteren ve değişen ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Örneğin; toptan dağıtım zincirinde yer alan bir deponun e-ticaretle birlikte perakende ve parsel bazında ürün çıkışı ancak bu tür bir sistemle mümkün olabilir, süreç bazında sadece toplama ve seçim değil, tüm siparişin oluşturulması da sağlanabilir. Tüm bunlara ek olarak, e-posta veya ağ tabanlı bireysel siparişlerde, ürünler yalın şekilde toplanmakla kalmaz, hediye paketi yapılır, ambalajlanır, etiketlenir ve sevk edilir. Dahası, DYS’de tutulan ve siparişin tamamlanması sürecinde kullanılan veriler ticari kayıtlara, finansa, pazarlamaya ve taşıma yönetimini de içeren kurumsal sistemlere aktarılır. Tüm bu işlemler devam ederken entegre veri ve süreçler sayesinde çoklukla e-posta ve ağ tabanlı mağaza uygulamalarında bazen orijinal siparişlerin %50’ye varan miktarlarında geri iadeler ile tersine lojistik te deponun bir uygulaması haline dönüşür.


Ön sevk ihbarı (ASN; Advanced Shipping Notice) işlem yeteneğine sahip sistemlerin birden fazla faydası bulunmaktadır. Bu fonksiyonellik depo yöneticilerine gelecekteki iş yükünü daha iyi tahmin etmelerine ve çapraz sevkiyat (cross-docking) işlemlerinin senkronizasyonuna yardımcı olur. Bu da, maliyeti kısan, müşteri ilişkilerini geliştiren ve çalışanların kapasitesini optimize eden hızlı bir sipariş döngüsü demektir. Benzer şekilde, arşiv verileri ile mevcut sipariş bilgisini birleştiren sistemler ile iş akışlarının öngörümlenmesi ile kaynak planlamasını gerçekleştirecektir.RFID destekli DYS’leri işletmelere yukarıdan aşağıya bir dizi ilerleme sunmaktadır. Bu çözümler; organizasyonlara, tedarik zinciri boyunca ve manüel görüntülemeden vazgeçmek suretiyle verimlilikte büyük artışlar, stoksuzluğun önlenmesiyle müşteri hizmetlerinden kazanımlar ve maliyet boyutunda hatırı sayılır kazançları başarmada anahtar durumdadır. AB’ndeki büyük perakendecilerin (ürün bedeline yansıtmak zorunda oldukları) RFID etiketlerini diğer işletmelere zorunlu kılması özellikle tüketim ürünlerinde şikâyet ve tartışmaları da doğurmaktadır. 

DYS’leri ile çalışan ve akıllı sistemlerle yola çıkma düşüncesindeki diğer işletmelerin önem verdikleri bir konu da optimizasyon araçlarıdır. Örneğin, bir deponun işletme maliyetlerini indirgemede en önemli unsur; hacmin, akıllıca kullanımıdır. Bu çeşit fonksiyonellik aynı zamanda stratejik toplama hattı işleyişini gündeme getirecek ve optimum ürün yerleşimi ve ürüne erişmede toplayıcıların (toplayıcı sistemlerin) düşük seyahat süresi, ürün ailelerinin gruplanması ve ergonomi için kriterlerin belirlenmesine neden olacaktır. Diğer bir örnek te, işletmelerin operasyonlarına ait hayati önemdeki konularda kullanıcılarına grafiksel olarak gerçek zamanlı ve arşiv bilgilerine ulaşmalarını sağlayabilen araçlarla kurumsal ticari bilgi toplama ve raporlama yeteneğidir.

3- DYS ve kaynağından tüketime tedarik zinciri

Depolamadaki eğilimler; işletmelerin yalın biçimde takip ettikleri tedarik zinciri planlaması ve tedarik zinciri uygulamalarından, kaynağından tüketime tedarik zinciri kurgusuna doğru kaydıklarını göstermektedir. Tedarik zinciri gibi uzun bir yolu, başlangıcı üretici sonu tüketici olan iki nokta arasına alarak kısaltan bu görünür süreç kooperatif düşünce ve çalışmanın entegrasyonudur. Küresel bir tedarik zincirindeki oyuncuların sayısız oyuncuların yüzlerce tedarikçiden, montaja çalışanlardan, üreticilerden, taşıma hizmeti verenlerden, toptancılardan, perakendecilerden ve tüm bunların arasında el değiştiren bilgiden, verimliliğini artırmak isteyen tedarik zinciri yapılarından ve tedarik zinciri ailesinde yer alan binlerce üyeden bahsettiğimizde karşımıza çıkacak olan sayı anormal olacaktır. Bu nedenle, gıda lojistiğinin sistem döngüsünde başlangıç ve bitiş noktalarını depoların oluşturduğu tesisler “akıllı” olmak zorundadır (şekil 1).

Dünya üzerinde kendi çalışma sistemini ve operasyonlarını entegrasyonunu sağlamış bir DYS, ticari işletmeler boyutunda kişiliğini bulmuş bir yapıdadır. Onun artık, A’dan Z’ye tüm iş akışı ve sağladığı hizmet işletmeye özeldir ve yapısı, yaşayan bir organizasyondur. Bu çerçevede konveyör sistemlerini, asansörlerini, raflarını, AGV’lerini (Otomatik Yönlendirilen Araçlar), ATL’lerini (Otomatik Römork Yükleyiciler), AGC’lerini (Otomatik Yönlendirilen Taşıyıcılar), AS/RS’lerini (Otomatik Depolama/ Erişim Sistemleri) ve DYS’nin kullanımını karmaşık tedarik zinciri içinde yalınlaştıracak şekilde günlük operasyonlarını otomasyona geçirmiş ve bütünleşmesini sağlamış bir depo “akıllıdır” ve yönetimi konsantre bir çabayı gerektirir. 

4 - Diğer seçim kriterleri 

En iyi teknolojinin seçimi başarılı bir uygulama olacağının ne işareti ne de garantisidir. Diğer bazı unsurlar da göz önüne alınmalıdır. Günümüzde kullanılan sistemlere bakıldığında mümkün olduğunca az kişiselleştirilmiş (her bedene uygun) bunun yanında daha fazla üretilebilinir (miktar yaratılması) olanlar dikkat çekmektedir. Bu noktada kayda değer bir düşünce olarak işletmelerin bugün neye ihtiyaç olduğunu değil yarın neye ihtiyaç duyacaklarının altı çizilmelidir. Bir sistemi kuruma özel yazılımını sağlamak uzun bir uğraş ve zaman gerektirirken bu sistemin gelecekteki beklentileri karşılaması oldukça maliyetli olabilir.

Esnek, sürüm bazında yükseltilebilen, diğer yazılımlarla uyumlu ve gerektiğinde tedarik zincirinin diğer uygulamalarında lokal veya işletmeler arası yetkilendirmelere açık cevap verebilen, operasyonlarda atıl sürelerin önüne geçebilen kurumsal kaynak planlama sistemlerinin tercih edilmesi de rasyonel bir düşüncedir.  Sonuç olarak; çok kanallı, çok boyutlu ve çok taraflı tedarik zinciri yapısı, işletmelerin lojistik sistemlerini benzeri görülmemiş hızda değişime zorlamakta ve akıllı endüstriyel uygulamalar ile cazibe yaratmaktadır.

Yrd. Doç. Dr. Turhan Bilgili/ Uta Lojistik

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr