Son 10 yılda geleneksel nakliyecilik anlayışından çıkarak, gerçekleştirdiği ciddi atılımlarla ülkemizin en genç ve dinamik sektörü haline gelen Türk taşımacılık ve lojistik sektörünün, ekonomik kalkınmamıza katkı sağlayan diğer sektörler arasındaki önemi ve ağırlığı giderek artıyor. Türkiye’nin Asya ve Avrupa’nın kesişme noktasındaki jeostratejik avantajlı konumu, genç ve dinamik iş gücü, büyüme potansiyeli yüksek sanayi ve hizmet sektörleri ve 2023 yılı hedefleri doğrultusunda yapılan çeşitli yatırımlar, bir global transfer merkezi (lojistik üssü) olmamız yolunda en önemli etkenler.
Türkiye’nin Avrupa, Orta Asya, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde artan ekonomik etkinliği dikkate alındığında sektörün, ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan diğer sektörler arasındaki önemi ve ağırlığı da giderek artıyor. Bölgenin güçlü ve stratejik lojistik üssü olmaya aday Türkiye’ye ve lojistik sektörüne olan yabancı yatırımcı ilgisi de bu öngörülerimizi destekliyor.
Büyük ve gelişmiş iç piyasası, ekonomik ve siyasi istikrar ortamı, kalifiye iş gücü, AB Gümrük Birliği üyeliği, gelişmiş ve sürekli yatırımlarla yenilenen ulaştırma altyapısı, rekabetçi vergi sistemi ile Türkiye, yabancı yatırımcıların devamlı ilgisini çekmekte.
Uzun yıllar yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek için büyük uğraşlar veren Türkiye’ye yönelik ilginin artması, büyüme potansiyeli yüksek sektörler için ciddi fırsatlar yaratıyor. Otomotiv başta olmak üzere, kargo taşımacılığı, ilaç, reklamcılık, gıda, perakende sağlık, bilişim teknolojileri ve son olarak taşımacılık ve lojistik sektörüne giren yabancı sermayeli şirketlerin sayısındaki büyük artışlar kaydediliyor.
2011 yılında Türkiye’ye yapılan uluslararası doğrudan yatırımlar 2010 yılına göre yüzde 74 oranında artarak, 9 milyar dolardan 15,7 milyar dolara yükseldi ve bu miktar Cumhuriyet tarihinin 4. en büyük uluslararası doğrudan yatırım girişi oldu. Ülkemizde 2006 yılında 20,2 milyar dolar, 2007 yılında 22 milyar dolar ise 2008 yılında 19,5 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım gerçekleşmişti.
Türkiye’deki yabancı yatırımların yüzde 80-90’lık kısmını AB ülkeleri oluştururken, kalanı Asya ve Amerika’dan gelmekte. Türkiye’deki yabancı yatırımların yaklaşık yarısı hizmet sektöründe, diğer yarısı ise sanayi sektöründe yapılıyor. 2003 yılında Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirket sayısı 7 bin iken, 2011’de bu sayı 30 bine çıkmıştır. Bu sonuç ta göstermektedir ki, Türkiye son 10 yılda yabancı yatırımcı çekme konusunda oldukça iyi bir performans sergilemiştir.
Ancak 2011 yılında tüm dünyada yaklaşık 1,5 trilyon dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı gerçekleşirken,Türkiye’nin bu miktarın sadece 15,7 milyar dolarını, yani sadece yüzde birini alabildiğini görüyoruz. Ülkemizin dünya ekonomisindeki payının yüzde 1,2 payı olduğu düşünüldüğünde, henüz katetmemiz gereken uzun bir yol olduğunu söylemek hiç de zor değil.
Yabancı yatırımcıların sektörümüze yakın ilgisi sürerken, diğer yandan dünya lojistik pazarından daha fazla pay almayı hedefleyen ve bu amaçla dünyanın pek çok ülkesinde milyonlarca dolarlık yatırım yapan Türk taşımacılık ve lojistik şirketlerinin sayısı da hızla artmaktadır.
Ağır rekabet koşullarına rağmen lojistik sektörümüzdeki şirketlerin dünya lojistik pazarında yer almaya yönelik atılımları ve gelecek hedefleri, sektörümüzün tanınması, büyümesi ve gelişmesine vereceği katkılar adına son derece önemlidir.
Tabii yeni pazarlarda büyümek isteyen Türk taşımacılık ve lojistik şirketlerinin gösterdikleri performans, yabancı yatırımcıların gözünden kaçmamakta. Şirketlerimizin başarıları, zaman içinde ortaklık ve birleşmelere dönüşmekte ve yabancı yatırımcı için Türkiye’ye girme fırsatları yaratmakta.
Sektörün dinamiklerini harekete geçiren bu gelişmelere ek olarak, gerek ilgili bakanlıkların desteğiyle yurt dışında düzenlenen fuarlar, gerekse sektörün önde gelen STK ve şirketlerinin düzenlenen roadshow’larda gösterdikleri performans, kongre ve zirvelerde Türk taşımacılık ve lojistik sektörünü başarı ile temsil etmeleri, yabancı yatırımcıların dikkatinin Türk lojistik sektörüne çevrilmesine önemli katkılar sağlamaktadır.
Örneğin, Türk taşımacılık ve lojistik sektörünün çatı kuruluşu olarak UTİKAD, dünyanın en önemli ve büyük lojistik organizasyonlarından SIL 2012 Lojistik Fuarı’nda , Türk taşımacılık ve lojistik sektörünü başarı ile temsil etmiştir.
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak Türk taşımacılık ve lojistik sektörünü temsilen davet edildiğimiz ve Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400. yılı çerçevesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 150 işadamıyla birlikte gerçekleştirdiği Hollanda ziyaretinde, düzenlenen bir foruma katılarak Hollandalı işadamları ve yatırımcılara, Türk taşımacılık ve lojistik sektörünü hakkında bilgi verme ve tanıtma fırsatı bulduk.
Yine UTİKAD olarak, Türkiye’de sektöre yönelik düzenlenen ulusal ya da uluslararası pek çok kongre, konferans, zirve, fuar ve etkinliğe katılarak, her geçen büyüyen ve gelişen sektörümüzle ilgili bilgi ve gelişmeyi ilgilileri ile paylaşmaya devam ediyoruz.
İstikrarlı yatırım ortamı, teşvik sistemi, mevzuatı ve diğer etmenleri ile yatırımcılar için son derece cazip bir ülkeyiz. Ancak yabancı sermayenin Türkiye’de daha fazla katma değer yaratması açısından, kamu ve özel sektör işbirliği ile yeni politikalar ve stratejiler üretmemiz zorunludur.
Turgut Erkeskin/Uta Lojistik